Yaşlılarda İlaç Alerjisi
İlaç alerjileri ile ilgili farkındalığımız arttığı için tüm yaş gruplarında daha çok akla gelmekte, daha sık teşhis edilmektedir. Bilhassa yaşlılarda ilaçlara bağlı istenmeyen etkilerin görülme sıklığı ve bu nedenle hastaneye yatış artmaktadır. Bu artışın pek çok nedeni olabilir.
Yaşla birlikte birçok kronik hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Dolayısıyla yaşlı hastaların birden çok ilacı bir arada kullanması gerekmektedir. Bu durumda ilaçların birbirinin metabolizmasını etkilemesi söz konusudur. Üstelik ileri yaşla beraber kişinin organ kapasitesinde azalma, metabolizmasında ve vücut sıvılarının dağılımında değişiklik olacağı için ilaçların vücutta yıkılması ve vücuttan atılması da etkilenmektedir. Ayrıca yaşlandıkça bağışıklık sistemimizde bazı değişiklikler olmaktadır. Bu değişiklikler alerjik reaksiyonların artmasına neden olabilmektedir. Yine yaşın ilerlemesiyle enfeksiyonlar daha ağır seyredebilmekte ve dolayısıyla ağır ilaçların daha uzun süre kullanılması gündeme gelebilmektedir.
Tüm yaş gruplarında olduğu gibi yaşlılarda da ilaç alerjisinde cilt yakınmaları ön plandadır. Kaşıntı, deri döküntüleri, yüzde ve gövdede şişlikler sık görülen yakınmalardır. Daha nadiren karaciğer, böbrek gibi organ hasarları görülebilir. İlacı kullanmaya başladıktan sonra dakikalar içinde reaksiyon gelişebileceği gibi, günler sonra da ortaya çıkabilir. Ancak ileri yaşla birlikte bu hastalarda daha sık kronik karaciğer, böbrek ve kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve kanser görüldüğü için yaşanılan basit bir ilaç alerjisi tablosu kolayca ağırlaşabilir. Aynı nedenlerle ilaç alerjisi tanısında kullanılan alerji testleri bu yaş grubunda daha riskli olabilmektedir.
Yaşlılarda en sık antibiyotiklere karşı alerjik reaksiyon gelişmektedir. Israrla aynı gruptan antibiyotik verilmemeli, sorumlu ilaç saptanıp hastanın güvenle kullanabileceği alternatif ilaçlar bulunmalıdır. Ancak yaşlılarda alerjik reaksiyona neden olan ilacın saptanması zordur. Çünkü genellikle hastalar aynı anda birden çok ilaç kullanırlar. Yapılan bir çalışmada hastaların sadece %14’ünde sorumlu ilaç saptanabilmiştir.
Bir diğer zorluk alerji deri testlerinin cevap oranının yaşlılarda düşük olması, dolayısıyla klinik testlerin güvenilirliğinin az olmasıdır. Kanser gibi durumlarda ise hastalara alerji yapmayan alternatif ilaç bulmak çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu durumda vücuda dokunan ilaç, alerji ve immünoloji uzmanları tarafından her türlü güvenlik önlemi alınarak titizlikle hazırlanan protokollerle uygulanabilir.