SİVRİSİNEK ALERJİSİ BAZEN ÇOK ABARTILI OLABİLİR: SKEETER SENDROMU
Hemen hepimiz alerjik yapıda olmasak bile sivrisinek sokması sonrasında kaşıntı hissetmiş ve sokulan bölgede kızarıklık, kabarıklığın bir süre devam ettiğini gözlemişizdir. Ancak başta küçük çocuklar olmak üzere bazı kişilerde bu reaksiyon beklenenden çok daha şiddetli olur. Aşırı ödem, normalde 24-48 saat içinde geçmesi beklenirken günlerce süren ve 10 cm. e kadar ulaşan kızarıklık/kaşıntı, ateş, halsizlik gibi bulgular ortaya çıkar. Bazen ödem o kadar büyük olur ki tüm yüzü kaplar, kişinin görmesini hatta yemesini içmesini bile etkiler. Eğer sivrisinek el ve ayaktan sokmuş ise ödem nedeniyle kişi o uzvunu bir süre kullanamayabilir. Bu tablo tıp dünyasında Skeeter Sendromu olarak bilinir.
Erişkin dişi sivrisinek yumurtalarını olgunlaştırabilmek için kandaki demire ihtiyaç duyar. Sivrisinek kanı emmek için cildimizi deldiğinde bioaktif salgılarını cilt altına bırakır. Sivrisineğin salgısı, insanın bağışıklık sistemini uyarır ve alerjik reaksiyonların başrol oyuncusu olan histamin salınımını tetikler. Bu uyarılma Skeeter Sendromu olan kişilerde üst düzeyde olmaktadır. Aslında alerjinin temel prensiplerine göre üst üste aynı tür sivrisinek soktuğunda vücudumuz artık buna aldırmamayı öğrenmeli yani tolerans gelişmelidir. Ancak farklı tür sivrisineklere maruz kalınırsa bu tolerans gerçekleşemeyecek ve her seferinde şiddetli reaksiyonlar ortaya çıkacaktır.
Skeeter Sendromunun spesifik bir tedavisi yoktur, hastanın şikayetini azaltmak için soğuk uygulama ve kaşıntı giderici alerji ilaçları kullanılır. Aslında en iyi tedavi, sivrisinek sokmalarından korunmaktır.