Kreş ve Besin Alerjisi
Besin Alerjisi Olan Çocuklarımızın Beklentileri
Günümüzde çalışma hayatının şartlarına bağlı olarak okul öncesi çocuklarımızın bakımı amacıyla kurulan kreş ve gündüz bakımevleri yaygınlaşmaya, ailelerimiz için de ihtiyaç haline gelmeye başlamıştır. Aile ortamından alınıp kreş ve gündüz bakımevlerine gönderilen çocuklarımızın ihtiyaçları ve sorumlulukları da oldukça fazladır. Kreş ya da gündüz bakımevlerinin aile ortamına benzer şartları sunması yanında onların zihinsel, bilişsel ve sosyal gelişimine de katkı sağlamak gibi yükümlülükleri bulunmaktadır. İlgili kurumlar tarafından kreş ve gündüz bakımevlerince uyulması gereken kurallar en ince detaylarına tanımlanmıştır.
Ancak günümüzde bunların yanında her çocuğun sağlık durumuna özgü düzenlemelerin de yapılması gerekmektedir. Sağlık sorunları olan çocuklar hem aileler hem de bu kurumlarda görev yapan eğitimcilerde haklı olarak endişeye neden olmaktadır. Örneğin alerjisi olan çocuklarını kreş ya da gündüz bakımevlerine göndermek isteyen aileler bu ikilemi yaşamaktadırlar. Gerekli düzenlemelerin olduğu konusunda pek emin değiller. Kimi zaman çocukları için başka seçeneklere başvurmaktadırlar. Haksızda sayılmazlar. Ülkemizde yapılan çalışmalarda sadece kreş ve gündüz bakım evlerinde değil aynı zamanda ilköğretimde de alerjisi olan çocuklar hakkında ya da oluşabilecek sorunların yönetimi konusunda eğitimcilerin ve kurumların istenilen bilgi düzeyinde olmadığı gösterilmiştir. Dolayısıyla eğitim veren bazı kurumların da çocukların sorumluluğunu alma konusunda çekinik davrandıkları ve ailelere bu konuda sorun çıkardıkları da bilinmektedir. Bazı ülkeler bu sorunlar ile ilgili düzenlemeler yaparak çocuklarını daha güvenli ortamlarda bakımını sağlamaktadır.
Özellikle besin alerjisi olan çocuklarla ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. Bu konuda hem ailelere hem de kurum yöneticilerine büyük sorumluluk düşmektedir.
Kreşler Ve Gündüz Bakımevlerinde Besin Alerjili Çocuk Olmak
Kreş ve gündüz bakımevine gönderilecek çocuklarda besin alerjileri diğer yaş gruplarına göre daha sık görülmektedir. İnek sütü, yumurta, buğday, balık, kuruyemişler, yer fıstığı vb bu yaş grubunda alerjilere neden olmaktadır. Alerjik olunan besinlerin çocuğun diyetinden çıkarılması korunmada temel yaklaşımdır. Besin eliminasyonu konusunda son derece dikkatli olunmalıdır. Zira çok az miktarı ile karşılaşma sonucunda bile alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Besin alerjilerinde klinik bulgular hafif (kaşıntı, kızarıklık vb) olabileceği gibi kimi zaman ağır yaşamı tehdit edebilen ANAFİLAKSİ (şok) tablosu da gelişebilir. Tüm dünyada en korkulan, ölümlere neden olabilen anafilaksi yani şok tablosu en sık besin alerjilerine bağlı olarak gelişmektedir. Tedavisi hızlı yapılmaz ise ölümle sonuçlanabilir. Korunma ve tedavisi konusunda aile bireyleri son derece iyi düzeyde bilgi sahibi olmak zorundadırlar. Anafilaksi ağır bir reaksiyon olduğu için hastaların hastaneye gidecek zamanı olmayabilir. Bu nedenle ilk tedavi en yakınındaki kişiler ya da hastanın kendisi tarafından yapılmalıdır. Adrenalin tedavide tek ve ilk yapılacak ilaçtır. Hastaların ya da ailelerin bizzat kendilerinin yapabilmeleri için özel tasarlanmış otomatik olarak çalışan enjektörlerle kullanıma sunulmuştur. Aileler ve hastalar adrenalin oto-enjektör’ü sürekli yanlarında taşımak zorundadırlar. Çünkü beklenmeyen zamanlarda anafilaksi gelişebilir. Anafilaksiye neden olabilen besinlere kazara maruz kalınabilir. O zaman hasta ya da yakınında bulunan kişilerin zamanla yarışarak oto-enjektör kullanarak adrenalin yapması çocuğun hayatını kurtaracaktır.
Hem korunma hem de tedavi konusunda çok titiz davranılmayı gerektiren bu çocuklarımızın gereksinimlerinin gittikleri kurumlar tarafından da sağlanması gerekmektedir. Aksi taktirde karşılıklı güvensizlik ve görevsizliğin sıkıntısını çocuklarımıza yüklemiş oluyoruz. Bu konuda yasal düzenlemelere de ihtiyacımız bulunmaktadır.
Besin Alerjisi Olan Çocuklar İçin Neler yapılmalı?
Besin alerjisi olan çocukların belirlenmesi
Kurum, çocuğun sağlık sorunları ile ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Çocuğun hangi besinlere karşı alerjisi olduğu, alınması gereken önlemler, olası reaksiyonlarda ortaya çıkabilecek klinik belirtiler ve tedavisi konusunda hazırlanmış eylem planı kurum yönetimine verilmelidir.
Besin alerjileri konusunda eğitimcilerin ve servis personelinin eğitimi
Besin alerjisi olan çocuklar için varsa sağlık personeli yoksa sorumlu bir eğitimci belirlenmelidir. Belirlenen sorumlu sağlık personeli/eğitimci hekim raporu ve aile ile görüşerek çocuğun hangi besinlere karşı alerjisi olduğunu öğrenmeli ve buna yönelik önlemleri almalıdır.
Mutfak personeli de çocuğun alerjisi olduğu besinler konusunda bilgilendirilmelidir. Yemeklerin hazırlanması sırasında bu çocuklar için ayrıca dikkatli olmaları sağlanmalıdır. Besinlerin pişirim esnasında bulaşma riskleri ayrıntılı şekilde anlatılmalı ve kontrolü de yapılmalıdır. Market ürünleri çoğu zaman işlenmiş gıdalardan oluştuğu için içerisinde az miktarda da olsa alerjenler olabilir. Mutfakta çalışan personelin etiket okuma alışkanlıklarını geliştirmeleri, içerisindeki gizli alerjenler konusunda bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu konuda gerektiğinde yardım da almalıdırlar. Aileler de bu konudaki deneyimlerini kurum personeli ile paylaşmalıdır.
Geleneksel olarak paylaşımı seven bir toplumuz. Ancak bu güzel geleneğimiz besin alerjisi olan çocuklarda anafilaksi gelişimine neden olabilir. Çocuklar arasındaki gıda değişimleri konusunda çok dikkatli olunmalı, eğitimcilerin izni alınmadan alerjisi olan çocuklarla değişimin yapılmaması konusunda uyarılar yapılmalıdır. Bunları yaparken de alerjisi olan çocuklarda psikolojik açıdan sorunlara neden olmamaya özen gösterilmelidir.
Doğum günü ya da diğer etkinliklere bu çocukların da katılımını sağlamaya özen gösterilmelidir. Sunulan yiyecekler (pasta, kek vb) besin alerjisi olan çocuğa özgün hazırlanmalıdır. Bu düzenleme psikolojik destek açısından son derece önemlidir.
Alerjik reaksiyonların yönetimi ve gerektiğinde ilk tedavinin yapılması
Besin alerjisi olan çocuklarımızın tedavi ya da ilk yardım konusunda da kurumlarımızdan beklentileri var. Beklenemeden gelişen anafilaksiyi tanımak ve acil tedavisini yapabilmek çocuğun hayatını kurtaracaktır.
Çocuklarımızdan sorumlu kişiler besin alerjisi bulgularını tanıyabilmelidirler. Anafilaksi geçiren çocuklar için de adrenalin oto-enjektör kullanımı konusunda eğitim almalıdırlar. Unutmamak gerekir ki anafilaksi geçiren çocukların hastaneye gidecek kadar şansı olmayabilir. Bu şansı sorumlu eğitimciler adrenalin oto-enjektör kullanarak onlara sunabilirler.
Elbette hastaya özgü hekim tarafından yazılmış acil eylem planı kurumda mutlaka bulunmalıdır. Aileler de gerekli bilgilerin sağlanması konusunda yardımcı olmalıdırlar.
Kısacası aile, hekim ve bakım hizmeti veren eğitim kurumları bu konuda iyi bir organizasyon içerisinde olurlarsa çocuklarımızı güven içerisinde kreşlere ve gündüz bakımevlerine gönderebiliriz. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Çünkü sanılandan çok fazla çocuğumuzun ve ailenin buna ihtiyacı var.