CİDDİ STREP A ENFEKSİYONLARINDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİN ROLÜ

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Dr. Selime Özen Bölük Anlatıyor

Toplumda beta mikrobu olarak da bilinmekte olan A grubu beta-hemolitik streptokoklar (GAS), boğaz, burun ve ciltte yaşayabilen bakterilerdir. Bu mikroplar sıklıkla boğaz iltihabı ve cilt iltihabına neden olur, nadiren başka organları tutan daha ağır enfeksiyonlara yol açarlar.

A grubu beta-hemolitik streptokokların kan, kas, eklemler ve akciğer gibi normalde steril olan vücut bölgelerine yerleşmesiyle ortaya çıkan ciddi ve hayatı tehdit edici enfeksiyonlara ise invaziv yani ağır grup a streptokok enfeksiyonları denilmektedir. Son yıllarda ciddi, hayatı tehdit edici invaziv hastalık sayılarında artış olmuştur. Özellikle İngiltere ve Hollanda’dan ölümle sonuçlanan vakaların bildirimi yapılmıştır.

Bulaşma hasta kişilerin öksürme ve hapşırmasıyla mikrop içeren damlacıklara doğrudan maruz kalmakla olur. Bazen de damlacıkların bulaştığı yüzeylere veya enfekte cilt lezyonlarına doğrudan temas eden ellerin göz, ağız ve buruna teması ile olur. Ani başlayan ateş, boğaz ağrısı, boyundaki lenf bezlerinde büyüme, baş ağrısı, halsizlik, bazı vakalarda ciltte kızarıklık ve döküntü sık beklenen bulgulardır buna karşın nezleyi düşündüren hapşırık, öksürük, burun akıntısı beklenen bulgular değildir. Hasta olan kişilerin antibiyotik tedavisinin 24. saatinden sonra bulaştırıcılığı sonlanır.

Bağışıklık sistemi ya da immün sistemin doğumsal yetersizliklerinde hemen her enfeksiyon normalden daha ağır seyreder. Streptokok enfeksiyonları da bu hastalarda ağır klinik tablolara yol açar. Ancak immün sistemi tamamen normal olan, tamamen sağlıklı olan bireylerde de bu enfeksiyon, ağır klinik tablolara yol açabilir. Hayatı tehdit edici klinik tablolardan, mikroorganizmanın ortama saldığı toksinler sorumlu tutulmaktadır. Bu toksinler, immün sistemimizin doğal yanıtı dediğimiz ilk ve hızlı savunma basamağı olan cevabını pas geçebilir. Doğal immün sistem savunmasını hızlıca aşabilmesi nedeniyle bu toksinler, süperantijen olarak adlandırılır.  Süperantijenler, immün cevabın en temel hücreleri olan ve immün sistemin orkestra şefi olarak da nitelendirebileceğimiz T hücrelere doğrudan bağlanır, onları aktive eder ve ciddi bir yanıta neden olur. İmmün sistem tüm gücüyle mikroplarla savaşırken vücudumuz da hasar görür. Sınırlandırılması zor bir hale gelen bu tablo tüm tedavi yaklaşımlarına rağmen ölümcül olabilen çoklu organ yetmezliği ve şok tablosuna kadar ilerleyebilir. Özellikle suçiçeği, influenza ve diğer virüs enfeksiyonlarının hemen öncesinde geçirilmiş olması, bu ağır tablonun ortaya çıkmasını büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır. Viral enfeksiyonlar ile mücadeleden sorumlu olan doğal immün sistemin bu esnada bir miktar zayıflamasının, bu mikroorganizmanın steril olan dokulara yayılmasını kolaylaştırdığı düşünülmektedir.

Diğer tüm bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi el hijyeni, bulaşların önlenmesinde büyük önem arz etmektedir. Bugün için bu bakteriye karşı enfeksiyonu önleyen bir aşı mevcut değildir. Ancak çocuklara rutin aşı takvimindeki aşıların eksiksiz uygulanması, diğer enfeksiyonları önleyerek Strep A’ların bu enfeksiyonlar sonrası ağır klinik tabloları geliştirmesi olasılığını azaltacaktır.