Balık alerjisi, balık tüketiminin artması ile ilişkili olarak tüm dünyada giderek artan sıklıkta görülmektedir. Alerjiye en sık neden olan balıklar sardalye, hamsi, ıskarmoz diğer adı ile deniz turnası, barlam balığı ve sarıkuyruk ‘tur. Balık alerjisi olan bireylerde türler arasındaki çapraz reaksiyon nedeniyle birden fazla balık türüne alerji görülebilmektedir.
Balıkçılar da mesleksel bir risk faktörü olarak balık alerjisi daha sık görülür. Tuzlama, kurutma, soslama, ısıtma gibi işlemler balığın alerjenik özelliğini artırmakla birlikte şikayetler balığın yenilmesinin yanı sıra balığa dokunulması ve balığın piştiği ortamda buharının solunması ile de ortaya çıkabilmekte ve genellikle hayat boyu devam etmektedir.
Balık ağız yolu ile alındığında kurdeşen, dil ve dudak da şişme, bulantı, kusma, saman nezlesi belirtileri ve hayatı tehdit edebilen alerjik şok, cilt yoluyla temas edilmesi sonucunda kurdeşen, temas dermatiti, solunum yolu ile alınması sonucunda ise astım, saman nezlesi, cilt döküntüleri ve alerjik şok görülebilmektedir. Balık alerjisi tanısında deri ve kandan bakılan alerji testleri kullanılmaktadır.
Balık alerjisi olan hastaların kazara maruziyetler de ortaya çıkabilecek ciddi alerjik reaksiyonların tanınması ve tedavisi konusunda bilgilendirilmeleri ve adrenalin oto-enjektörü adı verilen acil durum iğnelerinden edinmeleri için mutlaka Alerji ve İmmünoloji uzmanına başvurmaları gerekmektedir.
Marketlerde satılan bazı hazır ürünlerde, ilaçlarda ve kozmetik ürünlerde balık bulunabilir bu nedenle etiketlerin dikkatlice okunmasına özen göstermesi gerekmektedir.