ACI BAKLA YENİ BİR ALERJEN Mİ?
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Fatih Dilek, acı bakla ununun, buğday ununa karıştırılmasına izin verilmesinin ardından alerjik reaksiyonlarda artış bildirildiğini ve acı baklanın alerjik besinler arasına girdiğini açıkladı ve acı bakla alerjisi hakkında aşağıdaki bilgileri verdi.
Acı bakla; Latince adı Lupinus Albus olan baklagiller (Fabaceae) ailesine ait, Akdeniz ülkelerinde yaygın olarak yetiştirilen ve tüketilen bir bitki. Fasulye, nohut, soya, mercimek, yer fıstığı, bezelye, börülce, demir hindi ve çemen otu gibi bitkiler de aynı aileye ait. Ülkemizde termiye, acı bakla, delice bakla, gavur baklası, mısır baklası gibi değişik isimlerle adlandırılıyor. Haşlanmış veya kurutulmuş olarak tüketilen bu besinin ununun, buğday ununa karıştırılmasına izin verilmesinin ardından
GLUTEN FREE ÜRÜNLERE DİKKAT
Acı bakla; un veya kepek halinde gıdalara eklenebilir, gluten içermediğinden glutensiz ürünlerde bulunabilir. Bilhassa gluten free ürünleri tüketenlerde acı bakla alerjisi daha sık bildirilmiştir. Makarna, sürülebilir çikolatalar, vejetaryen sosisleri, soslar, pişmiş soğan halkaları, salatalar, acı bakla ezmesi, dondurmalar, mezeler, ekmek ve fırınlanmış ürünlerde gizli alerjen olarak acı bakla bulunabilir. Alerjisi olan hastalar bu konuda uyarılmalıdır.
Acı baklaya karşı gelişen alerjik reaksiyonlar; diğer gıdalarla görülen reaksiyonlara benzer şekilde kurdeşen, ağızda kaşıntı, yüzde, dilde veya boğazda şişme, karın ağrısı, bulantı, kusma, burun akıntısı veya gözlerde sulanma, nefes almada zorluk, öksürük, hırıltılı solunum şeklinde görülür nadiren tansiyonda ani düşme ile alerjik şok tablosu (anafilaksi) gelişir. Bilhassa fıstık alerjisi olan hastalarda acı bakla alerjisi daha sık (%4-28) görülür, fıstık alerjisi olan çocukların %15’inde baklagiller ailesinden başka bir gıdaya da alerji gelişebilir.
Bütün gıda alerjilerinde olduğu gibi, acı bakla alerjisinin teşhisi için hastanın öyküsünü ayrıntılı olarak öğrenilmeli, alerji uzmanının tarafından alerji testleri yapılmalı, gerekli görülmesi halinde acı bakla veya diğer baklagiller ile hastane ortamında belli bir protokol dahilinde yükleme testleri uygulanmalıdır.
Daha öncesinde anafilaksi (alerjik şok) geçirmişse veya acı bakla alerjisi ile birlikte astım hastalığı varsa hastaya adrenalin oto-enjektörü reçete edilmeli ve kullanımı öğretilmedir. Anne ve babanın yanı sıra çocuğun bakıcısı, öğretmenleri ve varsa diğer aile bireyleri de durumdan haberdar edilmeli ve adrenalin oto-enjektörü kullanımı konusunda eğitilmedir. Ne yazık ki gıda alerjisi olgularında gerekli olduğu durumlarda adrenalin oto-enjektörü kullanım oranları çok düşüktür. Bu durumu aşmanın tek yolu hasta ve çevresinin eğitimine önem vermek, sorularını sabırla yanıtlamak ve endişelerini bilimsel veriler ışığında gidermektir.